18 Ocak 2013 Cuma

ESKİ DOSTLAR

Dün akşam zor da olsa bir araya gelebildik. Bu kez bizim kolej grubundan İstanbul'da olanlarla. Gerçi çok minik bir gruptuk. Altı kişi! Ama nasıl keyifliydi anlatamam.

Tam 25 yıllık arkadaşlık. Kimiyle okulda hiçbir samimiyetimiz yoktu. Kimiyle yıllar sonra yollarımız kesişti. Kimiyle hiç kopmamıştık. Bu buluşmalar çok nadir olabiliyor malesef. Özellikle İstanbul'da toplanabilmek bir marifet gerektiriyor. Kolay ulaşılabilecek ortak bir nokta belirlemek gerekiyor, herşeyden önce. Çünkü, şehir çok büyük ve işler, evler..., herkesin farklı bir güzergahı var. Sonra, gün tespit etmek lazım. Birinin toplantısı oluyor, birinin çocuğu hasta...Ya da birinin seyahati varsa biri burada. Hal böyle olunca, ortaya bir tarih atıp, bir de yer söyleyip artık kim gelirse deyip toplanabilenlerle beraber olmak en iyisi.

Biz de bu hafta bir gün seçtik, bir de Levent Kanyon'u lokasyon belirleyip kızlarla buluştuk. Kızlar dediğim de işte benim yaşıtlarım. Ama inanın, biz birbirimize hiç büyümüyoruz. Hala; sanki üzerimizde beyaz gömleklerimiz, beyaz dizaltı çoraplarımız, yeşil kareli okul eteklerimiz varmışçasına sohbet edip kahkahalar atıyoruz. Konular derslerden, öğretmenlerden, sevgililerden; kocalara - eski kocalara, çocuklara ve kilolara kaymış olsa da; aynı deli genç kız tavrımızla muhabbet ediyoruz....

Eğleniyoruz. Kimse kimseye kasmıyor, ego tatmini sıfır. Çünkü biz bizi biliyoruz...En pespaye okul hallerimiz gözümüzün önünde. Sınıftaki deliliklerimiz hala aklımızda. Yani olduğumuz gibiyiz. Doğalız. Samimiyiz. Açığız birbirimize. İnanılmaz rahatız bizrbirimize karşı. Aman kaşı oynadı, gözü seyirdi, yanlış mı anladı....? Hiç böyle bir sıkıntı yok.

Dün akşam da, evli ve çocuklular, bekar ve çocuksuzları baydık bol bol. Ergen çocuklarımızın komik ve bazen de dehşet verici anılarını anlattık birbirimize. Yok aslında birbirimizden farkımız deyip rahatladık azıcık. Okul anılarımızla gözlerimizden yaşlar gelene kadar güldük. Hatırlayamadığımız arkadaşlarımızı düşünüp beyin patlattık- gene de hatırlayamadık :( Diyetisyen ve rejim önerileri yapıp, bel ağrılarımızı konuştuk. İş yeri maceralarımızı paylaştık. Bekar olanların rahat hayatına özendik. İstiklal, beyoğlu maceralarını dinledik ağzımız sulana sulana.


Ve güldük, öyle çok güldük ki, gözlerimizden yaşlar geldi. Gürültü de yaptık ister istemez. Herkes birbirinin sesinin üstüne çıkmaya çalışınca hep böyle oluyor zaten.

Bir ara çevre masalara kaydı gözüm. Kınıyorlar mıdır bizi diye düşünerek. Ama yok, o kadar belli ki içimizdeki samimiyet. Dışarı da yansıtmışız herhalde, insanlar hafif tebessümle bakıyordu bizim masaya. Hatta belki arkadaşlığımıza biraz da imrenerek.

Akşam zor geldi dağılmak. Daha sık görüşelim diyerek kalktık masadan. Aslında ayda bir, hadi bilemedin iki ayda bir bu kadar keyifli bir zamanı yaratmak lazım değil mi?

Ben bu işi ayarlamaya gönüllüyüm kızlar. Bir ergen büyütürken, bir gecelik de olsa kendi ergenliğime dönmek çok mutlu etti beni. Fırsat yaratacağım bunu daha sık yaşamak için. Siz de lütfen kendinizi ayarlayın. Habire bahane üretenler grup dışı kalacaktır. Ona göre!

Sevgiyle....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder