3 Aralık 2012 Pazartesi

HERŞEY BİR ANDA....

Geçen hafta düştüm evde. Merdivenlerden. Bayağı bildiğin, 4 basamak sırt üstü uçtum. Son basamağın köşesine de sırtımı vurdum. Elimdeki bardaklar filan dağıldı tabii...Biraz sıyrıldı sırtım. Acayip de acıdı. Bir süre yerde kalakaldım öylece. Çok korkmuştum çünkü. Herşey bir anda oluverdi. Nasıl oldu, niye oldu, hiçbir fikrim yok. Hani derler ya; film şeridi gibi geçti hayatım gözlerimin önünden diye, benim de ilk düşündüğüm; "Ya belimi, boynumu filan kırsaydım?",oldu. Sonra kalkıp iki büklüm, kırılan, dağılan bardakları toparladım.

Neyse, ertesi gün bayağı bir morardı tabii. Ağrısı da ertesi gün arttı. Özellikle sırtımı dayamaya çalıştığımda gözlerimden çıktı acısı... Ama, aynen devam ettim hayata, ne yattım, ne ilaç aldım,ne sızlandım. Tipik ben!

Aslında, ne kadar pamuk ipliğiyle bağlı herşey. Bir anlık dalgınlık, bir anlık sinir,..hepsi bir anlık dikkatsizlik... Araba kullanırken yaptığım tek kazayı, bir an yan koltukta duran alışveriş torbalarına gözüm kaydığında yapmıştım. Fişi nereye koydum diye göz ucuyla torbaya bakarken, orta refüje çıkmıştım. Bayağı bir hasar olmuştu arabamda. Mutfaktaki en büyük tehlikeyi, kızartma yaptığım bir gün, etrafa yağ sıçramasın diye ocağın çevresine yaydığım gazete kağıtları tutuştuğunda yaşamıştım. Allahım ne korkunçtu. Ya söndüremeseydim? Resmen evi yakabilirdim. En korkunç olay da; kızım 3 aylıkken, yatağının ayakucundaki alt değiştirme yerinde bir an elimi üzerinden çektiğimde, ilk kez dönmeye karar verip(!) düşmüştü. Allahtan açık olan çekmecenin içine düşmüştü. Ama kafasını vurduğu için hem kızım, hem ben saatlerce ağlamıştık. O acıdan, ben korkudan...  Bunlar aklıma ilk anda gelen olaylar. Ama hep böyle değil mi? Kazalar, yangınlar, ölümler böyle bir anda oluvermiyor mu?

Geçen gün bir arkadaşım anlattı, trafikte yol verdin vermedin davasında takıştığı bir adam, camdan silah göstermiş! Allahtan arkadaşım, yol açılınca kaçıvermiş oradan. Bu da ne manyaklıktır, değil mi? Ne olacak yani, bir anlık sinirle insen arabadan, vursan öbür şoförü, sen hapise, adam mezara...Bir anlık sinir mi şimdi bu? Gerçi arabada silah taşıyan adamın siniri bir anlık olamaz, o adamın ruhu bozuk! Allah ıslah etsin onu. Trafikte de karşımıza böyle psikopatlar çıkmasın, AMİN!

Bir de şöyle bir gerçek var gözardı etmememiz gereken; yaşlar ilerledikçe, stresler ve yoğunluklar arttıkça, yorgunluklar, dalgınlıklar, anlık sinirler daha fazla yaşanıyor. Büyük şehirlerde yaşayan herkes, her an tehlike içinde. Dikkatli olmak, daha fazla özen göstermek lazım yapılan her şeye. Yoksa bir anlık bir sıkıntı, ömür boyu canımızı acıtacak sonuçlar ya da izler bırakabilir.

Film şeritlerinin bizden uzak olacağı, güzel anlar ve anılar dileklerimle.....






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder