4 Aralık 2012 Salı

BİZİ DE GÖR ACUUUUUN!

En favori programlarımın başında, "O Ses Türkiye" geliyor. Geçen sene de beğeniyle izlemiştim. Bu yıl da iyi başladı program.

Yarışma formatı çok başarılı, yarışmaya katılan adayların pekçoğu gerçekten iyi seslere sahipler. Orkestra için söylenecek söz yok, muhteşemler.Jüri genel anlamıyla çok iyi. Türkiye'nin dört başarılı sanatçı ve yorumcusunu birarada izliyoruz. Farklı karakterleri var.

Hadise, bu yarışma ile bence popülaritesini çok arttırdı. Antipatik, seksi, "Alamancı" şarkıcı durumundan, sempatik, esprili, hoş, duygusal ve mütevazi "Türk" yıldız mertebesine yükseltti kendini. Kıkır kıkır gülen, sevinince el çırpan, duygulanınca ağlayan son derece doğal bir kadın.




Murat Boz gayet yakışıklı ve eğitimli, iyi bir sanatçı. Ama; O da genel Türk izleyicisine kendini bu yarışma sayesinde tanıttı diye düşünüyorum. Bu kadar hazır cevap, eğitimli ve esprili bir yanı olduğunun pek bilinmediği görüşündeyim. Genç kızları etkileyen bakışları, gülüşü ve tatlı dili sayesinde eminim ki hayran kitlesi genişlemiştir. Kesinlikle çok olumlu puan toplamıştır bu yarışma sayesinde. Zaten yaptığı son reklam anlaşması da bu olumlu gelişmeyi yansıtır durumda.

Mustafa Sandal'ı çok severdim. İlk çıktığı yıllarda (benim üniversite yıllarım) tüm "kasetleri" arabamda olur, en yüksek tonda dinlerdim. Sanırım Türk popunun yeni yeni çıkış yaptığı yıllardı. Yarışmada da herkesin ağzına pelesenk olan "Onun Arabası Var" ya da "Aya Benzer Yüreğim" şarkıları o dönemin fazlasıyla pop kültürü için yapılmış olsa da, zihnimize kazınmış ve unutulmaz şarkılar olarak içimize yer etmiş. Mustafa Sandal son yıllarda şarkıcılıktan çok; film ya da reklam sektöründe çalışmış, son birkaç albüm çalışması fazla başarılı olamamış bir sanatçı iken... Bu yarışma ile karşımıza bambaşka bir Mustafa Sandal çıktı. Öncelikle, kendisinden fazlasıyla emin, yarışmacılara gayet politik yaklaşan, adeta bir müzik otoritesi kıvamında, ciddi bir adam...Bir müzik yapımcısı.  Bravo demek lazım. Geçen yıldan beri bir çizgisi var ve hiç bozmadı.

 
Gelelim Hülya Avşar'a... Kadın enterasan. Zaten toplumun pekçoğuna aykırı gelen, sivri bir yanı var. Diğerlerinin yanında aslında en eğitimsiz ve alaylı olan O olmasına rağmen, her konuda gayet ukala bir tavrı var. Sanırsın ki; Türk Müziği duayeni ya da Oscar almış oyuncu...Bir de şu güzellik meselesine şaşırıyorum. Evet, Hülya Avşar güzel kadın. Ama, yanında gencecik, süt gibi Hadise varken; herkesin Hülya Avşar'ın güzelliğine vurgu yapması çok enterasan. Bu da sanırım Hülya Avşar'ın başarısı olsa gerek, senelerce söyleye, söyleye öyle bir kazımış ki beyinlere, herkes bu konuyu vurguluyor. Bir iltifat, bir iltifat... Özel "Hülya"lı şarkılar söyleyenler mi istersin, neredeyse aşk itirafı yapan yarışmacılar mı...Valla ona da helal demek lazım. (Ben Ayvalık'ta çok mayolu gördüm kendisini, güzellik konusunda fazla bir yorum yapmayayım...)

Ama; bu yarışmada Hadise, Murat Boz ve Mustafa Sandal'ın topladıkları artı puanlar yanında, Hülya Avşar son derece negatif puan topladı bence. Ukala ve antipatik tavrı, yarışmacılarla konuşma şekli, takımına girenler için ayağa bile kalkmaması, garip ve şımarık hareketleriyle sinir bozucuydu.  Hatta bu durumu fark eden Acun Ilıcalı, yarışmanın ilerleyen haftalarında durumu kurtarmak için sürekli Avşar'ı pompaladı. Acun'a da helal olsun, kimi nasıl parlatacak çok iyi biliyor. Gayet sevimsiz ve antipatik bir çizgide yürüyen Hülya Avşar'ın yanında yer alarak; mütevazi ve sempatik jüri üyelerine ezdirmiyor. Bu haftaki yarışmada yaptığı koltuk kablosu kestirme olayı da, tamamen bu plan üzerine gerçekleştirilmiş çok başarılı bir taktikti.

Programcılık işi taktik işi, Acun da bunu çok iyi bilen, halkın nabzını çok iyi tutabilen bir yapımcı. Türk halkını tanıyor, ne tutar ne tutmaz çok başarılı analizler yapıyor.

Acun'un yanına kapılanan da resmen ihya oluyor. Acun da onları koruyup kolluyor. Tam bir "kazan - kazan" durumu.

Bu durumda diyorum ki; Ey Acun, bizi de gör. Toptan kalkınalım. Onlara var da, bize yok mu???

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder