Dolayısıyla; Ege ağırlıklı farklı tatlar ve lezzetlerden oluşan bir yemek kültürüm var. Yemek pişirmeyi de en az yemek kadar severim. Blog yazmaya başlamadan önce en zevk aldığım şey yemek bloklarını takip etmekti. Bu benim ilgi alanım. Yemek yaparken dinlenir, keyif alırım. Hele de yaptıklarım beğenilirse daha da mutlu olurum.
Hiç yemek yapmayı bilmeden evlendim. İlk denemem olan kurufasulye de; düdüklü tencere kullanmayı doğru dürüst bilmediğim için kömür olup dibine yapışmıştı, hatta tencere 10 gün temizlenmemişti. Sonra yavaş yavaş annemden sebze yemeklerini öğrendim. Rahmetli babam inanılmaz mezeler yapar hatta kendi elleriyle puf böreği açardı. Malesef ben hamur açma konusunda bir iki deneme yaptıktan sonra vazgeçtim, ama mezelerde iyiyimdir:) Kayınvalidemden tencere yemeklerini bile, en son kısa bir süre fırına koymanın nasıl bir lezzet kattığını, tarçının et yemeklerindeki mucizevi etkisini öğrendim. Bol bol yemek dergisi ve kitaplardan tarifler denedim. Şimdi iyi yemek yaparım desem abartmış olmam sanırım.
Böylece hem bloguma biraz lezzet gelir, hem de sizleri sadece yazılarımla sıkmamış olurum (çünkü bazen bayağı karamsar olabiliyorum) diye düşündüm. Umarım hoşunuza gider...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder