Her ölüm çok acı. Yaş, hastalık, yakınlık filan hiç ama hiç fark etmiyor. En çok giden için üzülüyorum, kalanlar için çok zor da olsa hayat bir şekilde devam ediyor çünkü. Özellikle ilk günler çok zor, onda da bizim güzel adetlerimizle ev gelenle gidenle kalabalık oluyor ve geride kalan yalnızlığını en azından ilk günler çok fark etmiyor. Asıl sonrası önemli, el ayak çekilince aranmak istiyor insan. En azından hatırlanmak, bir hatır sorulmak. "İyi misin? Toparlandın mı" diye bir telefon almak... İş, güç, çoluk, çocuk, yoğunluk hepimizin sorunu ama bir telefonla da olsa hatır soramayacak kadar dolu muyuz gerçekten? Bu kadar yoğun muyuz?
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhee5TPYHTWo15E_M_60WVup8b0_i0thb8oCmFZKksvSbPEMJKGHcwnMjUd-U4oQ8wF__eWjqZTcXyGU4nWapL8vTRboMtb12ePIWpkY4g46tpE2OzyUO6lhlq8jSjgxpRaZNm-i1rKMJoR/s1600/h%C3%BCz%C3%BCn.jpg)
Her şey biz insanlar için. Sevinçler, mutluluklar kadar acılar, sıkıntılar da. Mutlu zamanlarda görüşmek çok keyifli ve eğlenceli olsa da, zor günlerinde de değer verdiği insanları aramak önemli. Değer vermek sadece en yakın dostlar ya da arkadaşlar için geçerli olmamalı. İş yerinizdeki bir çalışan, mahalledeki bir esnaf, okuldaki velilerden biri...kısaca sizin için birşey ifade eden herkes. Bir mesaj bile bazen yeterli gönül almak için.
Unutmamamız lazım ki, yarın bizim de aranmayı beklediğimiz günler gelebilir. Ve gene unutmamalı ki, sizin aradığınız, yanında olduğunuzu hissettirdikleriniz sizi o gün mutlaka arar!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder