14 Kasım 2012 Çarşamba

BİR ERGENLE YAŞAMAK - 4

Ergenlikle ilgili okuduğunuz her kitapta yazan şeyler aşağı yukarı aynı.
Çocuğunuzu dinleyin, ama yargılamayın.
Anlayışlı olun.
Birey olarak kabul edin.
Arkadaşlarıyla olan ilişkilerine dahil olmayın...gibi.

Bunların hepsi iyi güzel de bunu yapabilmek için ebeveynlere bunları yapabilmek için hangi meditasyon tekniklerinden faydalanmaları gerektiği, hangi marka sakinleştiricinin kullanılacağı filan anlatılmıyor. Asıl anne babalar için ergenlerle başetme teknikleri anlatılıyorsa önce anne baba ruh sağlığı düşünülmeli. Kimse bundan bahsetmiyor, varsa yoksa ergenin ruhunun sağlığı...İyi de ya biz?

"Evdeki çocuğumun içine ne kaçtı?", diyen benim gibi başka ebeveynler de var mı diye düşünüp duruyorum bazen??? Çocuğun huyu suyu tamamen değişti. Sakin, sessiz, sorumlu, düzenli bir çocuk nasıl 180 derece dönebildi? Karşısındakine çata çat laf yetiştirmeyi ne ara öğrendi? Hangi ruh haliyle hep haklı ve en iyi bilen olduğu fikrine kapıldı? Ne ara dağınıklıktan bu kadar mutlu olmaya başladı? Bizi beğenmeyecek kadar kendine güvenmeyi ne zaman başardı?...
Aslında bunlar kitaplarda yazan ve başınıza gelecek hazırlıklı olun diye uyarılan konular; ama bunlarla başetme yöntemleri herkes için aynı değil işte, herkes öyle sabırlı ve anlayılşlı olamayabiliyor...

Geçen hafta İzmir'den bize kalmaya gelen annem bilge bir kadındır. E, ne de olsa üç çocuk büyütmüş. Hem de aralıklı yaşlarda. Tekrar tekrar yaşamış olduğu bu dönemle ilgili sabır diyor, sadece sabır...
Bağırma çocuğa, incitme diyor. Kız ama kızarken bile sakin ol diyor. Ah be annecim, iyi diyorsun da nasıl olacak bu dediklerin?

Son bombamız fan'lık. Bir müzik grubunun fan'ı oldu. Beş delikanlıdan oluşan bir grup bu. Fanlar, kendilerine "One Directioner" diyorlar. Anlaşılacağı üzere grubun adı One Direction. Cd'leri alındı. Posterleri duvarlara yapıştı. Her türlü klipleri, ya da onlarla ilgili bilgiler indirildi, izlendi.Tüm şarkı sözleri ezberlendi.  Haklarında yazan bilimum kitaplar alındı, hatta bir kitap Amerika'ya sipariş edildi. Sürekli bu çocuklardan bahsediliyor. En yakışıklısı kim? Ne yerler, ne içerler? Nereliler, anneleri, babaları kim? (Sanki iç güveysi alacağız.:) Ben bile öğrendim. İnkilap dersindeki konuları bunları bildiği gibi bilmiyor, anlayın artık. Telefonlarda saatlerce arkadaşlarıyla bu konu konuşuluyor. Nasıl tanışabilecekleriyle ilgili hayaller kuruluyor....

 
Tüm bunlar olurken, benim içim içimi kemiriyor! "Eyvah, bu posterler çıkarken duvarın boyaları kalkacak, sınavlar var, hiç çalışmıyor, telefon faturası ne kadar gelecek, kafasını ne kadar boş şeylerle dolduruyor, ödevlerini yaptı mı ki, ya platonik aşık olursa...??? "

Ama bu aralar kızıma karşı sakinim, gerçekten. Gençtir, gelip geçecek diyorum. Düzelecek. Bu çocuğun temeli sağlam diyorum. Bir gün ayakları yere basacak diyorum. Böyle avutuyorum kendimi.

Çok zorda kalırsan "Sabır Allahım, Ya Sabıııır" diye bağırıyorum.....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder