22 Ekim 2012 Pazartesi

WTA 2012 İstanbul Başlıyor...

Tanıtım Gecesi ve Ötesi


Tennisseverler için İstanbul'da düzenlenen en büyük ve önemli tenis organizasyonu olma özelliği taşıyan WTA 2012, 23-28 Ekim tarihleri arasında Sinan Erdem Spor Salonu'nda yapılacak. İstanbul için önemli bir tanıtım fırsatı da sağlayan bu büyük organizasyon ile ilgili dün akşam Çırağan Sarayı'nda bir tanıtım gecesi düzenlendi. Aşağıda bu organizasyonlar ile ilgili linkleri koydum. Turnuvanın Bayrama denk gelmesi kötü olmuş tabii, ama tatile gitmeyip İstanbul'da kalacak olanlar için çok keyifli olabilir.

http://wtaistanbul2012.org/
http://www.htspor.com/tenis/haber/787310-istanbul-kadar-guzel

Dün akşam Çırağan Sarayı'ndaki turnuva tanıtım davetine katıldık. Beşiktaş-Trabzon maçı var diye midir nedir bilmiyorum, katılım çok fazla değildi. Çırağan'da gerçek bir organizasyonsuzluk hakimdi. Basın Toplantısı saatinin sarkmış olması nedeniyle saat 19.00'da başlayacak olan davet için salon kapıları saat 19.20de açıldı. Davetliler salonun kapısında ayakta bekletildi. Öncesinde kurulmuş olan koktely masalarının üzerine davetlilerin yanında çerezler,zeytinler kondu. Zeytinleri almak için kürdan vs.. yoktu. İçki olarak önce sadece meyve suyu çıktı, millet itiraz edince şarap ikramına geçildi...Yemekler derseniz Çırağan'dan beklenmeyecek kadar basit,  sıradan ve lezzetsizdi. Hatta sıcak büfesindeki sıcakların pekçoğu soğumuştu...

Gelelim tenisçilere...
Maria Sharapova inanılmaz uzun. Bacakları muhteşem. Hoş bir kadın. Ancak davete son derece özensiz ve kılıksız katılmıştı. Bakışları filan soğuk, hatta donuk. Zaten basın toplantısından sonra hiç davet salonuna gelmeden, ortadan kayboldu. 

Serena Williams'ın daha kilolu olduğunu düşünürdüm. Önden son derece ince, arkadan derseniz Jennifer Lopez ya da Kim Kardashian filan halt etsin, ben böyle bir popo hayatımda görmedim. Yani zenci poposu diye bir tabir vardır ya aynen öyle... Birde stretch kırmızı bir elbise giymiş, bayağı fenaydı anlayacağınız. Çok iri görünmesi de sanırım bu yüzden!

Azarenka son derece sempatik ve hoş bir kadın. İsteyen hayranlarıyla bol bol fotoğraf çektirdi. Onun fiziği de Sharapova gibi, çok uzun ve ince. Güzel bir kadın.
Diğer tenisçileri malesef çok tanımıyorum, onlarla ilgili yorumsuz kaldım.:)

Davetin kıyafet kodu, siyah takım elbise ya da smokindi. Bizim insanımız bir hoş.. Kot pantalon hırkalısından tutun da, smokin içi baskılı tişört giyeni, gece elbisesinden tutun da, şıpıdık terlik mini etek giyeni her çeşit kıyafetli insan vardı salonda. Basındaki arkadaşların çoğu zaten kıyafet kurallarına takılmamayı marifet sayarlar. Halbuki, özenilmiş bir organizasyon var ortada, davetliler özenle seçilmiş, ne olur insanlar da bulundukları ortama ayak uydursalar... Sıkar mı Oscar ödül törenine kot pantalon, spor ayakkabıyla gitmek...! Bu arada birkez daha aşırıya kaçılan estetik müdahalelerin kadınları nasıl çirkinleştirdiğine, nasıl tek tip bir görünüme kavuşturduğuna bir kez daha şahit olduk. Şişirilmiş dudaklar, kaldırılmış kaşlar, şaşkın bakışlar, yapay burunlar...malesef bu hanımların güzelleştiklerini zannederek kendiklerine ettikleri kötülüğün tarifi mümkün değil.

Gecenin en güzel kadınına gelirsem... Voleybolcu Neslihan Darnel derim, başka da kimseyi demem yani. Allahım ne hoş kadın, boyu posu, makyajı, gerçekten çok beğendim. Kadın evlenmiş de, çocuk da doğurmuş, sporculuğuna da devam etmiş... Tam anlamıyla "Çocuk da yaparım, kariyer de..." örneği!!! Bravo diyorum.

Gecenin en ama en etkileyici yanı; Çırağan'ın Balo salonundan görünen müthiş Boğaz manzarasıydı. İstanbul muhteşem ışıkları ve renkleriyle, gene en büyüleyici haliyle; tenisçilerin de, davetlilerin de, yemeklerin de, mekanın da... herşeyin önüne geçivermişti...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder