21 Ekim 2012 Pazar

EVDE BİR ERGENLE YAŞAMAK -2


Bugün Pazar. Tüm ailenin evde olduğu; ama yardımcımızın izinli olduğu haftanın tek günü.

Benim için, tüm ailenin beraber kahvaltıya oturması gereken, eşim için, hafta içinde kaybedilen uyku saatlerinin telafi edilmesi gereken, kızım içinse, tüm gün TV seyredilmesi gereken gün.... Kızıma göre ayrıca; mutlaka dışarı çıkılmalı, fırsat olursa sinemaya gidilmeli, mümkünse arkadaşlarla program yapılmalı, mutlaka dışarda birşeyler yenmeli, alışveriş merkezlerinde dolaşılıp dolaptaki eksikler tamamlanmalı, kalan azıcık zamanda (kalırsa tabii...) ders çalışma, ödev gibi gereksiz bazı zorunluluklar yerine getirilmeli...

Tüm bu arzu ve istekler tam olarak yerine gelemese de bir kısmı elden geldiğince gerçekleştirilir, çünkü zavallı kızımız tüm hafta boyunca şehir dışında sayılabilecek okuluna servisler uzun bir yol yapmak zorundadır, eve geç gelmektedir, haftaiçi TV seyredememektedir, ödevleri çoktur...vs.vs...

Bu arada çalışan bir insan olmama rağmen Pazar günleri gün içinde sürekli koşturduğumu fark ediyorum.
Son aylarda kızıma artık büyüdüğünü, yatağını kendisinin yapması gerektiğini,odasını kendisinin toplayacağını söyleyip bu işten kendimi sıyırdım. Ama iyi mi ettim hala bilemiyorum. Çünkü; odasının ya da yatağının tüm gün dağınık kalması onu hiç rahatsız etmiyor. Ben odasının önünden her geçişimde odaya istemeden de olsa bir göz atıp hala o dağınık halde durduğunu görmemeye çalışıyorum, görürsem tırnaklarımı yememeye gayret ediyorum....  Masası günlerce en dağınık haliyle durabiliyor, hatta öyle bir hale geliyor ki; masasında ders çalışamayıp, ya odasında yerlere yayılıyor, ya da salona göç ediyor. Kızım masanı toplasana deyince, ben böyle daha mutluyum diye cevap verebiliyor...Bu arada gördüğünüz foto bu sabahki masasının durumu! Görüldüğü üzere gene ders çalışıp ödev yapacak yer yok! Allahım sen aklımı koru!!

Tabii bu dağınıklık içinde bir sürü aradığı şeyi bulamıyor, ya da gözünün önünde duran şeyleri göremiyor. Bazen bir ödev kağıdı, bazen bir kalem, bazen kulaklıklar, ya da bir kitap masanın üzerinde bulunamıyor. Benim söylenmelerimi sanki duymuyor. O'nun kendine göre bir düzeni varmış, O aslında aradığı herşeyi bulabiliyormuş... Ya sabır....

İşin garibi istediği zaman son derece derli toplu ve düzenli olabilen bu çocuk, bazen bu dağınıklıktan mutlu bile olabiliyor. Kendisiyle dalga geçip bu konuda bayağı bir eylenebiliyor. Espriler, kahkahalar gırla.

Neyse ne diyebilirim ki; o oda onun kendi alanı, evin ortak alanlarına sarkmadığı sürece katlanabiliyorum. Ve önünde sonunda bundan kendisinin de rahatsız olacağını biliyorum. (en azından böyle olmasını umut ediyorum)...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder