6 Ekim 2012 Cumartesi

Korkulu Pazar Trafiği

Biz ailecek Pazar günleri evde oturmayı sevmeyiz pek. Yıllardır, sabah kahvaltısı sonrası dışarı çıkmayı adet edindik. Hava güzelse, açık havada zaman geçirmek, kötü havalarda sinema, arkasından bir yemek programı yapmak ya da alışveriş merkezlerinde boş boş zaman geçirmek - o arada yoğun iş ve okul temposunda hafta içlerinde kaybettiğimiz zamanı ailecek beraber olup telafi etmek isteriz.
Genelde keyifli geçer haftasonlarımız.

Son senelerde hoşumuza gitmeyen bir durum var. Daha trafiğe çıkar çıkmaz sinirimizi bozan bir durum...

Belki siz de fark etmişsinizdir: sadece pazar günleri trafiğe çıkan, kötü şoförleri (ve ailelerini): Çoluk çocuk bütün bir aile arabaya doluşmuş. Arka koltukta 4-5 kişi, ön koltukta anne ;- baba ve çoğunlukla kucakta bir bebek. Bu bebek; ara ara şoförün kucağında da görülebilir. Bu kalabalık aileden birkaç kişi mutlaka sigara içer. İçeride göz gözü görmez. Yaşaran bulanık gözlere, bir de çoluk çocuğun zırıltısı ve de arabadaki yüksek volümlü müzik sesi eklenince, ortam tam kıvamına gelir! Bu kıvamdaki aracın şoförü, eğer kucağında çocuk yoksa, bir kolunu omzuna kadar camdan sallandırır ve o haftaki araba keyfini sonuna kadar yapar.
"Size ne adamın keyfinden" diyecek olursanız, bu sürücü arkadaş çok sık araba kullanmadığı için genelde pek trafik kuralı filan tanımaz...Kırmızıda durmaz mesela, sinyal vermek aklına bile gelmez. Rahat rahat şerit değiştirir, arabanın kalabalığından zaten dikiz aynasından pek birşey göremediği için, aynadan trafiği kontrol etmek de önemli değildir zaten... Gerekli gereksiz korna çalar, açık camdan tükürür ya da çocukların yediği meyvelerin kabuklarını camdan atıverir. Ara sıra hanımla kavga edip, kucaktaki çocuğu dövenine bile rastlayabilirsiniz. Yolların hakimi havasına öyle bir girer ki; bazen etraftaki düşman kuvvetlerine (diğer araç sürücülerine) pis pis bakar, biri hır çıkarsa da hadlerini bildirsem diye...

İşte bu Pazar günü sürücüleri nedeniyle artık sıkıntılı başlıyor Pazar gezmelerimiz. Trafikte karşılaştığımız bu tipler nedeniyle daha yola çıkar çıkmaz tedirgin ve sinirli oluyoruz.  Yapılan şerit ihlalleri, kırmızı ışığı yok saymalar ya da ön koltukta gözünüze çarpan bir bebek sinirinizi bozuyor. Her an yolunuzu kesen bir araç olması ihtimaliyle tedirgin ve gergin, "Allahım hayırlısıyla bir an önce varsak gideceğimiz yere" diye dua ede ede yola devam ediyorsunuz. Ya da bize böyle oluyor en azından! Peki ya siz???  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder