27 Ekim 2012 Cumartesi

PAMUK


Kurban Bayramı'nı geçirmek için Ayvalık'tayız. Hava şansımıza muhteşem. Tam bir limonata kıvamında... Rüzgarsız bir Ayvalık ancak bu mevsimde yaşanabiliyor zaten.

Bayramın ikinci günü sabah kahvaltısından sonra, yan evin bahçesinden gelen yanık miyavlama seslerini duydum. Yan komşular Ankaralı ve burada değiller, o nedenle duvara tırmanıp bayağı bir çabayla yan bahçeye geçtim ve sesin sahibinin masmavi gözleriyle karşılaştım. Çok minik bir yavru kedi...Üstelik yanlız. Elimi uzattım, koşarak bana doğru geldi, elime aldım hiç itiraz etmedi. Bu arada kızım da bizim bahçede merakla beklediği için gene insanüstü bir çabayla bizim tarafa geçtim.

Yavruya aç olduğunu düşünerek süt verdik. Bu arada bembeyaz olduğu için seslenirken ağzımdan Pamuk çıktı ve böylece adı da belli olmuş oldu.

İnanılmaz sıcak, insancanlısı bir kedi. Biz Pamuk'la oynayıp bol bol severken, birden yan bahçeyle aramızdaki duvarın üzerinde anne kedi belirdi. Üstelik yavruyu aldığımız için bayağı da bir kızgın olmalı ki, pis pis bakıyor. Bayağı bir tırstık. Ne yapsak filan derken anne kediyle arayı iyi tutalım diye ona da süt verdik. Anne, yavruyu biraz emzirdi, ama götürmedi. Biz oh gitti yaşasın filan derken, anne kedi yanında iki yavruyla daha geri geldi. Bir anda üçlenen yavrulardan en güzeli olmasa da, en sıcakkanlısı Pamuk olduğu için gene de bizim gözlümüz bir kere ona kaymıştı işte...Akşamüstüne kadar bizimle kaldılar ama anne hep gergin ve sinirli. Diğer iki yavru da asla sokulmadılar yanımıza. Akşam olunca anne üç yavruyu da toparlayıp götürdü. Ne kadar üzüldüğümüzü anlatamam, çünkü bir daha gelip gelmeyeceklerini bilmiyorduk.

Ertesi sabah kedileri göremeyince hepimiz bayağı bir kötü hissettik. Sonra gene öğlene doğru anne kedi, yavruları toplayıp geldi. Diğer iki yavru tıslayıp çemkirirken, Pamuk sürekli bize yanaşıp kendini sevdiriyordu.

Hayatımda hiç kedi beslemedim, ama bu kediyi bırakamayacağıma karar verip İstanbul'a almaya niyetlendim. Evde bakamam, alerjim yüzünden ama işyerimde bakacağım. Veterinere götürdük, kene ve parazit aşıları yapıldı. İstanbul'a götürebilmek için taşıma çantası, mamaları, kumu... her türlü ihtiyacını aldık.

Kimlik kartı çıktı. Adı PAMUK! 40 günlük, masmavi gözleri, bembeyaz tüyleri var ve malesef duvar gibi sağır. Ama o bir dünya tatlısı....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder