11 Şubat 2013 Pazartesi

KANLI GECE..."DJANGO"

Yorgun ve bol koşuşturmalı geçen bir Cumartesi gününün üzerine ne yapılır? Tabii ki, akşam güzel bir yemek ve sinema programı yapılır. Biz de öyle yaptık. Çok sevdiğimiz arkadaşlarımızla önce yemek, sonra sinema programı...

Çengelköy'de oturduğumuz için genellikle sinema programlarımızı Kanyon'da yapıyoruz. Ulaşımı en rahat olan yer orası. Köprü geçsek de, genelde yol en fazla 10-15 dakika sürüyor. Yemek için de seçenek bol. Biz Gina'yı seviyoruz en çok. Ortamı ve ambiyansı hoş, üstelik yaş ortalaması da bizim ayar...

Bu Cumartesi de tercihimiz Gina'dan yana oldu. Güzel yemek ve keyifli bir sohbetle önce gönlümüzü doyurduk. Biz evde oturdukça sanıyoruz ki, kimse dışarılara çıkmıyor. Oysa inanılmaz bir hareket var dışarıda. Herkes ışıl ışıl, pırıl pırıl giyinmiş, süslenmiş. Bütün mekanlar dolu, insanlar yeme içme derdinde. Millet restaurantların önünde sıra bekliyor. Boşalan masa, beş dakikada toparlanıp tekrar doluyor. Anlıyorsunuz ki, bir kesim gezmeyi, eğlenmeyi, yemeyi, içmeyi asla aksatmıyor ve bunun için de ciddi para harcıyor.

Yemekten sonraki sinema tercihimiz Tarantino'nun yeni filmi "DJango Unchained"di. Biz grupça, hepimiz Tarantino hayranıyız. Bu filmi de gelir gelmez sinemada izlemek kaçınılmazdı tabii ki. Yemekten kalkıp, 22:00 seansına girdik. Salon tamamen doluydu. Hatta perdenin dibindeki en ön sıralar bile doluydu. Film uzun bir filmdi; bitmesi 1'i buldu. Tarantino gene bildiğimiz tarzıyla döktürmüş. Bu sefer ki film, Western ve Amerikan İç Savaşı öncesinde geçiyor. Kölelik sistemi, ödül avcılığı...filmde dönem Amerikasında yaşanan her şey var. Ama, en çok kan, ölüm, dağılan vücutlar, uçuşan mermiler, patlamalar.... Bu filmde diğer Tarantino filmlerinden farklı olarak ince bir espri anlayışı yüklenmiş. Bazı sahneler son derece eğlenceliydi. Biz filme bayıldık. Gene de salonda dayanamayıp çıkan 3-5 kişi oldu. Ama Tarantino bu, başka ne bekliyorsunuz ki??? Bu yıl ki, Oscar törenini seyretmek lazım. Çok iddialı filmler var. Özellikle oyunculuklar müthiş. Finish çizgisini kim göğüsler, heykeli kim kapar merak ediyorum.

Ben iflah olmaz bir sinema severim. Bir de özellikle sinema salonlarında film seyretmekten zevk alıyorum. Kaçan filmlere dertleniyorum. Çünkü; mümkün olduğunca orjinal DVD almak taraftarıyım. Arşiv yapmayı da seviyorum. Sevdiğim filmleri saklamak ve zaman zaman tekrar seyretmek çok hoşuma gidiyor. Evimizde yaklaşık 250-300 adet DVD filmimiz var. Artık bu arşivi saklayacak yer bulmakta zorlanıyoruz resmen. Ancak, bazen filmlerin çıkması çok uzun sürerse, o zaman sabredemeyip bilgisayardan indirdiğim oluyor. Nadir de olsa...

Tarantino filmlerini sevenler bu filmi kaçırmasın derim. Gerçek bir klasik. Kesin arşivlik.

Sevgiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder