Çengelköy'de oturduğumuz için genellikle sinema programlarımızı Kanyon'da yapıyoruz. Ulaşımı en rahat olan yer orası. Köprü geçsek de, genelde yol en fazla 10-15 dakika sürüyor. Yemek için de seçenek bol. Biz Gina'yı seviyoruz en çok. Ortamı ve ambiyansı hoş, üstelik yaş ortalaması da bizim ayar...
Bu Cumartesi de tercihimiz Gina'dan yana oldu. Güzel yemek ve keyifli bir sohbetle önce gönlümüzü doyurduk. Biz evde oturdukça sanıyoruz ki, kimse dışarılara çıkmıyor. Oysa inanılmaz bir hareket var dışarıda. Herkes ışıl ışıl, pırıl pırıl giyinmiş, süslenmiş. Bütün mekanlar dolu, insanlar yeme içme derdinde. Millet restaurantların önünde sıra bekliyor. Boşalan masa, beş dakikada toparlanıp tekrar doluyor. Anlıyorsunuz ki, bir kesim gezmeyi, eğlenmeyi, yemeyi, içmeyi asla aksatmıyor ve bunun için de ciddi para harcıyor.
Ben iflah olmaz bir sinema severim. Bir de özellikle sinema salonlarında film seyretmekten zevk alıyorum. Kaçan filmlere dertleniyorum. Çünkü; mümkün olduğunca orjinal DVD almak taraftarıyım. Arşiv yapmayı da seviyorum. Sevdiğim filmleri saklamak ve zaman zaman tekrar seyretmek çok hoşuma gidiyor. Evimizde yaklaşık 250-300 adet DVD filmimiz var. Artık bu arşivi saklayacak yer bulmakta zorlanıyoruz resmen. Ancak, bazen filmlerin çıkması çok uzun sürerse, o zaman sabredemeyip bilgisayardan indirdiğim oluyor. Nadir de olsa...
Tarantino filmlerini sevenler bu filmi kaçırmasın derim. Gerçek bir klasik. Kesin arşivlik.
Sevgiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder