Dün akşam üzeri hava kapatmış olsa da teras takımlarının minderlerini toparladık, Zeytin'e yemeğini verdik ve Cunda'ya belki yağmur başlamadan son bir deniz kıyısı balık keyfi yapabiliriz umuduyla gittik. Ama daha yolda gökyüzü simsiyah oldu, şimşekler çaktı, gök defalarca gürledi ve yağmur başladı.
Bu arada yağmur akşam saatlerinde tekrar başladı, gece yarısından sonra ise hava çıldırdı. Bir fırtına, bir sağanak...Sabaha karşı 4:30'da hayatının ilk fırtınasını yaşayıp korkan Zeytin'i sakinleştirmeye çalışmak için 1 saat kadar uğraşmamızın dışında; yağmurun, çılgına dönmüş dalgaların ve rüzgarın sesini dinlemek çok keyifliydi.
Her yıl olduğu gibi, yağmurla kesilen kurbanların tüm pisliği aktı gitti. Sokaklar yıkandı. Kan kokusuna üşüşmüş pis sinekler dağıldı. Ortalık hayvan ve kan kokusundan arındı, mis gibi toprak ve çimen koktu.
Bir kez daha yaradana, Allah'ıma teşekkür ettim. Hem böyle bir havada üzerimizdeki dama sahip olacak imkanı sağladığı, hem de her yıl aksatmadan yaptığı "Bayram Temizliği" için...
Sevgiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder