12 Ağustos 2015 Çarşamba

ACINASI EĞİTİM SİSTEMİ VE KAYIP ÇOCUKLAR

Evlatlarımız çocukluktan çıkıp, gerçek dünya ile karşılaşmak için hazırlanmaya başladıkça hayat zorlaşıyor. Hem ailelerin, hem de çocukların yaşamları değişiyor.
 
Bu yıl, arkadaşlarımın Teog belasına bir yıl boyunca nasıl perişan olduklarına şahit oldum. 13-14 yaş çocuklarının, koca bir yıl boyunca yaşadıkları stres ve ailelerin sürdürdüğü kamp hayatı... Bizim daha önce yaşamadığımız bir dönem olduğundan, çocukların ve ailelerin kararlılığını ve çabasını hayranlıkla seyrettim.

mezuniyet ile ilgili görsel sonucu
Bu yıl 11. sınıf olan kızımın yaşayacakları ve olması gerekenler ile ilgili bana biraz fikir verdi bu gördüklerim. Bu arada, bu yıl yaşanan dershane karmaşası kafamızı allak bullak etti. Tam okulumuz her şeyi halletti, hafta sonu kursuna kaydolduk filan derken; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı işi bulandırdı. 16 yaşındaki kızım da doğal olarak  tüm bu süreci farkında ve endişeleri her geçen gün artarak büyümekte.

Bizim Üniversite hazırlık için önümüzde aslında daha iki yılımız var. Bununla beraber düne kadar yurt içinde okuma kararı vermiş olan kızım, dün aniden ben aslında hep yurt dışında okumak istiyordum deyince altüst olan planlarımız var. Bu karar değişikliğinin hem biraz arkadaş etkisi altında kalmasından, hem de yurt içinde gireceği sınavda istediği üniversiteye girişte sorun yaşayabileceğini düşündüğünden kaynaklı olduğunu sanıyorum. Bir günlük bir sınavın hayatını yönlendirecek olmasından endişeli. Daha önce liseye geçişte sbs'ye girme zorunluluğunun olmamış olması ve böyle bir sınav hazırlık süreci, ya da tecrübesi yaşamamış olması onun endişelerini katlıyor.

Ben de kızıma bu konuda içten içe hak veriyorum. Her gün değişen uygulamalar, yaşanan tutarsızlıklar, sınavlar ile ilgili konuşulan şaibeler, bu yıl açılan temel lise uygulamasının yaratacağı haksız rekabet, politikanın eğitime fazlasıyla bulaşmış olması....

Tüm bu olumsuzluklar içinde, ergenliğin doruklarında bir gencin oradan oraya şaşkınlıkla savrulması.

Kızımın yurt dışında okuma kararının sonuçları ne olur, bu yolda devam mı eder; yoksa tekrar eski kararına mı döner bilinmez. Kafası şu anda allak bullak. Sinirleri tepesinde, saçmalayıp duruyor. Şu anda derslerden ve okuldan tamamen kopmuş durumda. Pek çok çocuğun da bu kararsızlığı yaşıyor olduğunu farkındayım. Ancak, bu çocukların 13-14 yaşlarından itibaren yaşadıkları bu stres ve yarış ortamı, onların ileriki hayatına nasıl yansıyacak, psikolojileri nasıl etkilenecek, işte bunu zaman gösterecek. Bu kadar zorlu yarışlar sonrasında kazanılan üniversitelerde okuyan çocukların gerçek dünyaya dönmeleri sanırım oldukça zorlu olacak. Çünkü, bu çocukların çoğu sadece ders odaklı yaşayan, sosyal hayata karışamayan, buna zaman bulamayan çocuklar. Hele şimdi, bu yarış daha da kızışacak. Dün bir arkadaşım lise sonda okuyan çocuklarının okulunda, lise son sınıfların ayrı bir kata yerleştirildiği, teneffüs haklarının olmayacağı, sınıftan sadece öğlen yemeği için çıkabileceklerinin açıklandığını anlattı. Olaya bakar mısınız? Nasıl olacak, çocuklar herhalde sınıfın penceresinden sırayla hava alacaklar... Akvaryum balığı misali!

Bizler de vakti zamanında sınavlara girdik. Kolej, üniversite yerleştirme... Ama, bizim dönemimizde herşey daha açık, daha netti. Sınav sonuçları ertesi gün gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanır, puanlar yaklaşık da olsa hesaplanır, sonuçlar az biraz tahmin edilebilirdi. Şu anda maalesef böyle değil. Gizlilik şaibe yaratıyor. Bu da endişeleri arttırıyor.

Okulların açılmasına çok az bir zaman kalmışken, kızımın kararını bir an önce vermesi, durumunun bir an önce netleşmesi gerekiyor. Hangi yönü seçerse seçsin, daha önünde çook uzun ve karmaşık bir yol var.

Allah yardımcımız olsun! Bizim gibi kararsızlık yaşayan tüm ergen ailelerine sabır ve kolaylıklar diliyorum...

Sevgiyle....


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder