2 Mart 2015 Pazartesi

İKİ KERE DÜŞÜNÜN ÖYLE SAHİPLENİN!

Sanırım her çocuğun hayalinde evde bir kedi ya da köpek beslemek vardır. Bizim 16 yaşındaki kızımız da yaklaşık 10 sene "köpek istiyorum" diye bize dil döktü. Babası da, ben de öncelikle bir köpek almanın sadece sevmek demek olmadığını anlatmaya çalıştık. Zaten evimizin de, hayat tarzımızın da çok müsait olmadığını defalarca bıkmadan usanmadan açıkladık. Çünkü bir apartman dairesinde oturuyorduk, çünkü oldukça yoğun çalışıyorduk,çünkü çok seyahat eden bir aileydik, çünkü kızımızın henüz bir köpeğin sorumluluğunu alabileceğini düşünmüyorduk. (Hadi itiraf edeyim, asıl biz bir hayvanın sorumluluğunu almaktan korkuyorduk, daha önce ne ben ne de eşim evcil hayvan beslememiştik...)

Yaklaşık iki sene önce, bahçeli yeni bir eve taşınacağımız belli olduğundan ve kızımız da 14 yaşında girdiğinden, daha fazla direnemedik ve ailemizin ortak kararıyla bir köpek sahibi olmaya karar verdik. Herkesin sorumluluklarını önceden saptadık. Maddi sorumluluk babanın üzerine, manevi sorumluluk ise kızımla benim aramızda paylaşıldı. Kitaplar, dvdler  aldık. Yavru bir köpeğin nasıl yetiştirilmesi gerektiğini önceden öğrenmeye çalıştık. Bahçedeki yerini hazırladık. Evin yeni ferdinin önce cinsine, sonra bir bebek olmasına karar verdik ve tavsiye üzerine gittiğimiz bir köpek çiftliğinden bebeğimizi satın aldık.


Sanırım ilk hatamızı burada yaptık. Yani satın almakla... O zaman köpekler hakkında bu kadar bilinçli değildik ve sokaklarda, barınaklarda bu kadar sahipsiz golden olduğundan da haberimiz yoktu.
Neyse yavrumuzu eve getirdik, ve kitaplardan okuduğumuz öğrendiğimiz şekilde uygulamalarla onu büyütmeye çabaladık.


İşte ikinci hatayı da burada yaptık, maalesef her şey kitaplardaki gibi kolaycacık hallolmuyor. Çok uğraşmak, çok çaba harcamak lazım. Bizim kızımız kanlı ishal denen bir hastalığa sahipmiş, eve getirdikten bir hafta sonra yemekten kesildi, korkunç bir ishalle neredeyse kaybediyorduk. İlk testimiz de bu oldu galiba, o minicik canı kurtarmak için neler yaptık, ne çok çabaladık... Neyse ki, Zeytin kızımız da yaşamak için çabaladı ve hayata tutundu. O muthiş geri dönüşten sonra da, neredeyse bir yıla yakın bir zaman ufak tefek sorunlar hep oldu. Kimi zaman hastalandı, kimi zaman çok havladı, kimi zaman çekiştirdi, kimi zaman ısırdı... Köpek sahibi olmanın en ama en büyük gerekliliği sabır. Bunu asla unutmamak lazım. İlk geldiğinde neredeyse eve hiç giremezken, şimdi günün yüzde seksenini evde geçiriyor. Yavaş yavaş o da bizi eğitti. Evin içinde, bizim yanımızda daha mutlu olduğunu bize öyle güzel anlattı ki...


İki ay kadar sonra Zeytin'le ikinci yılımızı dolduracağız. Artık evin resmi bir ferdi o. Koşulsuz bir sevgi yumağı. Hiç büyümeyecek bir bebek. Ağzı var dili yok bir güzellik. Evimize neşe kattı. 
Bu arada bizi sokak hayvanlarına karşı daha duyarlı olmamız yönünde bir güzel eğitti... 

Sosyal medyada takip ettiğim birçok gönüllü sayfası var. Her gün bu güzel insanların kurtarmaya çalıştığı canlar ile ilgili haberler okuyorum. Doğrusu fazla birşey yapamıyorum, ancak o gönderileri paylaşarak ya da ufak tefek maddi desteklerle yanlarında olmaya çalışıyorum. Maalesef, hala kedi, köpeklerin birer karne ya da sevgililer günü hediyesi olmadığını insanlar anlayamadı. Sizin bir sevdiğinizi sevindirmek için kullandığınız o hayvanların duyguları var. Oldukça uzun bir ömürleri var, yaklaşık 13-15 yıl. Hastalıkları var, yaşlılıkları var. Bebekken bolca yaramazlıkları, şımarıklıkları var. Her birinin kendi karakteri ve türlü türlü huyu var.

Siz ne sanıyorsunuz? Alırız eve bir "puppy", biraz oynar eğleniriz, ama evin ortasına çişini yaparsa, fazla havlarsa, mobilya kenarlarını kemirirse, yağmurda, çamurda dolaştırmak gerekirse göndeririz olur biter mi sanıyorsunuz? Terk edilmek bir insan için nasıl bir travmaysa, bir hayvan için de benzer bir travma olacağını, hatta sokaklarda karşılaşabileceği çeşit çeşit tehlikenin farkına varamıyor musunuz?
Bir kere evde önüne mama, su konulan bir hayvanın doğada yaşamasının ne kadar zor olacağını düşünemiyor musunuz? Sevilmeye alışan bir canlının sizi aynı şekilde sevip, özleyeceğini anlayamıyor musunuz? Terk edilen bir köpeğin yüreğindeki yalnızlığı, çaresizliği hissedemiyor musunuz? 

Eğer bir evcil hayvan sahibi olmayı düşünüyorsanız, önce hayatınızı bir gözden geçirmenizi öneririm. Yaklaşık 13-15 yıl devam etmesi muhtemel bir ilişkiye kendinizi hazır hissediyor musunuz? Bu ilişkiyi acısıyla, tatlısıyla, tüm güzellikleri ve sıkıntılarıyla yaşamaya hazır mısınız? Hatta bu kararı verdikten sonra, benim size tavsiyem, bir kaç barınakta biraz zaman geçirmeniz. O hayvanların gözlerinin taa içine bakmanız ve önce onları anlamaya çalışmanız. Sonra kendinizi hazır hissediyorsanız, size tapmaya hazır bir canı sahiplenmeniz...

Zeytin artık bizim ikinci kızımız. Umarım uzun ve sağlıklı bir ömrü olur. Bize iki yıldır verdiği neşe ve mutluluk hep devam eder. İnşallah biz de ona layık bir aile olabiliriz, onu ihtiyacı olduğu kadar sevebiliriz ve mutlu ederiz. Her gün işten eve geldiğimde, sanki aylardır yokmuşum gibi beni gördüğüne bu kadar sevinen, hatta sevinçten çılgına dönerek beni mutlu eden, günün tüm sıkıntı ve stresini benden alıp, götüren Zeytin gözlü kızım, iyi ki hayatımıza girdin, seni çok seviyorum!!!

Sevgiyle...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder