19 Şubat 2014 Çarşamba

DÖRT BİR YANIMIZ ŞARK KURNAZI

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununu duymuşsunuzdur. Bir dönem üzerinde oldukça fazla konuşulmuş, sonra gelen tepkiler üzerine bir dönem ertelenerek yürürlüğe girmişti.

İşte bu kanun gereği iş yerlerinin belli kriterlere göre İş Güvenliği ve Sağlığı hizmeti sağlayan firmalarla anlaşmaları, dönemsel ziyaretler yapan anlaşmalı hekimlerinin olması gibi bazı yükümlülükleri oluştu. Yanınızda çalışan personel sayısına göre alınacak hizmet ya da donanım farklılık gösteriyor.
Neyse fazla uzatmadan özet yapayım, ben az kaldı bu sistemin ilk mağdurlarından olacaktım.
Nasıl mı? Şöyle ki....

İstanbul'daki iş yerimizde toplam 18 kişi çalışıyor. Bu doğrultuda bir İş Güvenliği firması ile sözleşme imzaladık. Bize bir doktor tahsis edildi. Bu doktor iki haftada bir gün 2 saat işyerimize gelecek ve bize mesai verecek. Buraya kadar süper. Geçenlerde bu doktor tanışmaya geldi. Elinde çok uzuuuun bir listeyle. İş yerinde yapmamız gereken revir ve alınması gereken malzeme ile ilgili. Revir için içinde sedyesi, hasta yatağı, doktor masası, oksijen tüpleri, tansiyon aletleri...vs olan ayrıca içinde bir eczane açmaya yetecek kadar ilaç bulunacak bir ecza dolabı. Bir de bazı malzemeler için marka ismi verilmiş.

Listeyi görünce resmen ağzım açık kaldı, bunların hepsini yapacağız ve doktor sadece iki haftada bir iki saat burada olacak!?! Adamın arkasından espri yaptım, "Oldu olacak kapıya sağlık ocağı tabelası asalım, şirkete de ek gelir sağlarız" diye. Neyse bir de zaman kısıtlı, "İki haftaya hazır olsun. Geldiğimde revirde oturayım" buyurunca Doktor amcamız, acilen açık alanda revir yaratabilecek şekilde pimapen bölme için sipariş verdik. Gerekli tıbbı malzeme ve ilaçlar için farklı yerlerden fiyat araştırmaya başladık.

Gel gör ki, içime bir kurt düştü. Bu kadar insan ve bu kadar sınırlı bir hizmet için bu kadar masraf nasıl olacak diye. İzmir merkezle durum bilgisi paylaşıp, fabrikanın hizmet sağlayıcısı firma ile görüşünce talep edilen revirin ve malzemelerin neredeyse tamamının gereksiz olduğu ortaya çıktı. Anlaşmalı firmanın kendi reviri varsa ve hizmet alacak iş yerinin çalışan sayısı elli kişinin altındaysa revir yaptırmak gerekmiyormuş. Tabii ki, pimapen firması siparişi iptal etmedi. O para bize k..tı. Hizmet sağlayıcı firma ile konuşunca da doktor hatalı deyip sıyrılmaya çalıştılar. İyi de, o doktor da sana bağlı. Valla sonuna kadar gidip, o pimapen paralarını çatır çatır alacağım onlardan. Herhalde bu işin de fırsatçıları çıkmış. Belli firmalarla anlaşıp komisyon mu alıyorlar nedir?

Hiç bir şeyimiz eksik olmasın, her şey kanuna uygun olsun diye biz bu kadar uğraşırken, bir de üzerine kazık yiyor olmak insana çok ağır geliyor.

Aman dikkat, her zaman uyanık olmak lazım bu ülkede. Her yanı şark kurnazları sarmış!!!

Sevgiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder