5 Eylül 2014 Cuma

YAZ BİTERKEN

Benim çocukluğumda yazlar daha uzun sürerdi...

Gerçekten, öyleydi yani. Okulun bittiği akşam yaz başlardı. O akşam, valizler hazırlanırdı, sanki yurt dışına göç ediyormuşçasına detaylı düşünülüp alınırdı her şey. Koca yaz İzmir'e hiç dönülmeyecekmişçesine. Ertesi gün maaile arabaya doluşulur, şarkılı türkülü ama bol mide bulantılı, sıcak ve nemli bir yolculukla yazlığa gidilirdi. Çeşme yolu; otoban filan yapılmadan önce daracık, bol virajlı bir yoldu. Dağların ve yer yer çam ağaçlarının, yer yer de makiliklerin arasından kıvrıla kıvrıla giden upuzun bir yol. Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi gelen. Annemle babam arabada sigara içerdi. İçeride yoğun bir duman olurdu. O zaman klima filan da yok. İçeride abim, ablam, ben, sıkış tepiş. Camlar ardına kadar açık olsa da, dışarıdan gelen sıcak ve nemli rüzgar, arabanın havasını değiştirmeye yetmezdi...

Gene de; hayatımın en güzel yolculuklarıydı o hiç bitmeyecekmiş hissi veren Çeşme gidişleri. Ara ara yolun sağında beliriveren denizin kokusu ve hedefe yaklaşmış olmanın mutluluğu. Kendimi hatırlıyorum, her deniz göründüğünde "Deniz göründü, deniz göründü..." diye sevinç çığlıkları atarken. Ara sıra da sigara dumanından ve virajlı yoldan kaynaklı mide bulantılarıma hakim olamayıp, bir gece önce yediklerimi yola bırakırken. Nihayet yol kenarında beliriveren Çeşme'ye hoş geldiniz tabelası ve mutluluk...

Yaz böyle başlardı.

Sonra arkadaşlarımı beklerken hatırlıyorum kendimi. İzmir'liler bizim gibi bir iki gün içinde gelirdi. Ankara ya da İstanbul'dan gelenlerin bir haftaya yakın sürerdi gelmeleri. Her sabah yataktan kalkıp heyecanla hangi arkadaşlarımın evlerinde perdeler açılmış, kimler gelmiş diye kontrol ettiğim günler başlardı. Geç gelenlere çok kızardım. Eksik arkadaşlar varsa coşku da eksik olurdu.

Sabah en geç dokuz da kalkıp aileyle edilen kahvaltılar (çok geç uyanmak gene eğlenceyi kaçırmak demekti - şimdiki çocuklar gibi öğlenlere kadar uyunmazdı), ilk dışarı çıkanların beraberce diğerlerini evlerinden çağırması ile toplanmalar, denizde çılgınca eğlenmeler, arada yenen öğlen yemekleri, tekrar buluşmalar, hiç sıkılmamalar, oynamalar, gülmeler, kahkahalar, akşam zorla eve girmeler, sonra gene çıkmalar, gizli yollardan Altın Yunus'a girip atari salonunda oynamalar, siteler arası yapılan maçlar, tezahüratlar, didişmeler ama hep eğlenmeler... Yenilen mısırlar, yirmi çocuk bir araya gelip kapatılan midye tepsileri, kilo alma korkusu olmadan yenilen kumrular, lokmalar, dondurmalar, pideler. Arada edilen çocukça kavgalar, küslükler, sonra barışmalar, oyunlara kaldığı yerden devam etmeler. Çocukluk aşkları, temiz duygular, ilk heyecanlar! ...


Çocukluğum yazları böyleydi. Sevgi dolu, heyecan dolu, mutluluk dolu... Üstelik hiç bitmeyecekmiş gibi uzun. Okulun hiç akla getirilmediği, ödev filan olmadan gerçek anlamda tatil yapıldığı için beynin tamamen arındığı, dinlendiği günler. Öyle dolu dolu geçen günlerdi ki, bazen okul bile özlenirdi.

Sonra yavaş yavaş serinleyen akşamlardan, güneşin ısısının azalmasından yazın bitmeye yaklaştığının hissedilmesiyle yüreğe yerleşen sıkıntı. Okulun açılacağı güne geri saymalar. Yaz bitecek diye daha fazla eğlenmeye, arkadaşlarla daha fazla beraber olmaya çalışmak. Sitenin yavaş yavaş boşalması, arkadaşların bir kısmının erken dönmesi, plajların sakinleşmesi. Hüzün...

Ve annemin evde toparlanmaya başlamasıyla yazın bittiği ve okulun bir hafta içinde açılacağı gerçeğini kabullenmeye çalışmak. Üç ay süren yaz tatili sonunda annem; evi, eşyaları toplar, valizleri hazırlar, buzdolabını kapatır, eşyaların üzerini örter, evimizi bir sonraki yaza kadar gelinmeyecek şekilde kapatırdı. Bana kalsa okulun açıldığı güne kadar kalmak isterdim, ama o zamanlar her yaz büyürdük, boyumuz uzar, kilo alırdık. Bir yıl önceki kıyafetler üzerimize olmayacağından, ayakkabılar küçüldüğünden okul alışverişi yapılmak üzere İzmir'e dönmek gerekirdi. Kitapların alınması, defterlerin kaplanması gerekirdi.

Arabanın yüklenmesi ve ailecek içine doluşup hareket etmemizle siteden uzaklaşırken kalanların arkadan el sallamasıyla biterdi yaz. Dönüş yolunda gizli gizli ağlardım. Arkadaşlarımdan ayrıldığım, denize bir daha giremeyeceğim, şehirde hiç bu kadar eğlenemeyeceğim, özgürlüğü bu kadar serbestçe yaşayamayacağım için.

Bir yaz daha bittiği için.........

Sevgiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder