27 Ocak 2014 Pazartesi

KISACIK BİR KAÇAMAK

Sömestr tatili başladı malum. Biz de çok uzun zamandır yok işti, yok güçtü, yok okuldu, yok seyahatti diye gelmeyi ihmal ettiğimiz, Sapanca'daki evimize gelmek için bir fırsat yarattık. Haftasonunu, hafta başından da iki gün çalıp uzattık. Ailecek özlediğimiz evimize kavuştuk.

Buradaki evimiz, kocaman ceviz ağaçları ile çevrili büyük bir bahçeyi komşularımızla paylaştığımız bir site içinde. Burada trafik yok, gürültü yok, kalabalık yok. Bol bol huzur, kuş sesleri,ağaçlarda sincaplar ve bahçede geceleri ortaya çıkan kirpiler var. Huzur ve keyif var. Ceviz ağaçlarından yayıldığı söylenen karşı konulamaz bir uyku ve tembellik hali var. 

Kışın şömine başında geçen saatlerde, gündüz ya gazete, ya kitap okur çayımızı kahvemizi içeriz. Şömineden yayılan çıtırtılar adeta meditasyon gibi insanı dinlendirir ve başka herşeyi unutmanızı sağlar. Bazen şömine karşısında masayı kurar çekişmeli ve iddialı okey partileri yaparız. Akşamları yemek sonrası şarap  peynir keyfi. Şömine hep yanar, ateşi canlı tutmak evdeki herkesin vazifesi olur. Akşam geç vakit güzel bir film seyretmek de buradaki en güzel aktivitelerdendir. O yüzden İstanbul'dan her gelişte birkaç dvd film getiririz yanımızda.


Sapanca da benim favorim sabah kahvaltılarıdır. Bazen sucuklu yumurta, bazen tereyağda sosis ya da pişi kızartırım. Eşimin sabah erkenden fırından alıp getirdiği sıcacık ekmeklere gül reçelleri, ballar, kaymaklar eşlik eder. Buranın havası mı, suyu mu bu kadar iştah açar bilmiyorum, ama ben Sapanca'da kendimi aşıyorum resmen. Bu nedenle burada hazırlanan her sofra bir bayram sofrası kıvamında olur bizim evde. Yemek, içmek keyfi ayrıdır yani.

Bu gelişimizde en büyük zevki sanırım Zeytin aldı. Bahçede çılgın gibi koşturdu, bol bol top oynadı, kedileri kovaladı, ağaçlardan düşmüş hurmaları yedi, midesini bozdu, topraklarda yuvarlandı, leş gibi kirlendi ama inanılmaz keyiflendi. İstanbul'da hiç yapamadığı kadar egzersiz yapmış oldu. Akşamları yorgunluktan bayıldı. 
 
Bu kısacık tatik kaçamağı her birimiz için bir yenilenme, tazelenme fırsatı oldu sanki. Hepimize iyi geldi. Şarj ettik kendimizi, sık sık gelmediğimiz için hayıflandık. Sapanca'ya gelmek için daha fazla fırsat yaratma kararı aldık.

Eğer daha önce gelmediyseniz, ve bir gün gelmeyi düşünürseniz; Titiz köftede mutlaka köfte yemeyi, İstanbul Dere'ye kahvaltıya gitmeyi, dere kenarındaki restaurantlarda alabalık yemeyi, pazar günleri Maşukiye pazarına uğramayı, Sapanca gölü kenarında közde pişmiş mısır yiyerek yürüyüş yapmayı ve Sapanca merkezdeki antikacılara uğramayı ihmal etmeyin. 

İstanbul'a bu kadar yakın ve bu kadar sakin bir güzelliği yaşamayı ihmal etmeyin.

Sevgiyle...

2 yorum:

  1. Çoook özendim! Öyle güzel tasvir etmişsin ki bir an kendimi orada hissettim:))
    Böyle keyifli zamanlarınız ve mutlu anlarınız daim olsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke daha sık yapabilsek. Bazen hayattan mola almak lazım. Yoksa kaldırmak zor! Aileyi toparlamak için de iyi geliyor bu molalar:-)

      Sil